0 yorum

Develer ve Pireler

Mesai bitmek üzere. Ofisten ayrılmadan buraya da uğramak istedim. Son günlerde insanları gözümüzde büyütmemiz üzerinde düşünüyorum. Neler buna neden olur, ne zamana kadar sürer, nasıl fark ederiz, fark etmek neden bu kadar acıdır vb.. Asıl ilginci, siz buna aymaya başladığınızda gözünüzde büyüttüğünüz kişi buna aymaya başladığınızı anlar ve hak ettiği yerin sahiden de "çok iyi" bi yer olduğunu kanıtlama çabasına girer. Sizin onu koyduğunuz yer aslında doğrudur ona göre. İlginç bir psikoloji ama anlaşılabilir de bir psikoloji aynı zamanda. Değer kaybetmeye başlayan insan paniklemesi. Yalnız burda tek üzülen kişi değer kaybeden kişi değil, gözünden düştüğü kişi de üzgünlük ve boşluk hissine kapılıyor. En başından kimseyi tepemeye çıkarmamak lazım der ya büyükler hani. :nah: mümkün değil. Değer veriyorsun işte ona yapacak bir şey yok. Ama aslında çok da zeki, duyarlı, romantik, aklı başında (örnekler çoğaltılabilir) olmadığını fark ettiğinde götün üstüne düşme hissi var ya, işte o priceless mınaki.

0 yorum

Kuyruksuz (Minnak) Yalan Serisi Vol.I

"Tabii ki sana güveniyorum"


Sinan Akçıl ve Hande Yener'den gelsin: Atma! Karşınızdaki kişinin hareketleri ve tavırları tam aksini gösterirken, siz inatla bunu duymaya devam edersiniz. Çünkü karşıdaki kuyruklu size güvenmediğnii belirttiği an yenilecektir. "Ne yardan, ne serden" diyor kısaca. "İçimi rahatlatana kadar bu diyaloğu yaşayacağız ve sen bütün diyalog boyunca sana güvendiğime inanmaya devam edeceksin."



 Peki, oldu. Biz buna inanmış gibi yapacağız ve bize inanıyor olması önkoşuluna rağmen(?) kendimizi anlatmaya, onu tedirgin olduğu konuda rahatlatmaya ve ikna etmeye devam edeceğiz. Bu ikili ilişkilerde -özellikle duygusal olanlarında- çok sık tecrübe edilen bir şey fakat ne yazık ki "sana güveniyorum elbette mesele o değil" kısmına ikna olanlar da yadsınamayacak kadar çok sayıda. Peki ne yapalım pembiş, asmayalım da besleyelim mi bu adamı/kadını dediğinizi duyar gibiyim sevgili Çemişgezekliler.


Saat 6'ya geliyor mesaim bitti. Bugün vakit ayıramadım bloguma :( Yarın dönerim, öperli.


P.B.

0 yorum

Kuyrukluyu Yalancılıkla Suçlamak

Karşımızdaki diğer kuyrukluyu (bizden kuyruklu olmasın) yalancılıkla suçlamak -öyle olsa dahi- hoş sonuçlar doğurmaz ve akıllıca bir strateji değildir hiçbir zaman. Bunu sizlere olduğu kadar kendime de hatırlatmamda fayda var. Sık sık.


Beden diliyle ilgili onlarca yazı var dört yanda. Bunların içinde "yalanı anlamak için ipuçları" konusunda da bir o kadar kaynağa erişilebiliyor. Bu kısmı şimdilik atlıyorum çünkü benim bahsetmek istediğim şey bu değil. Diyelim ki yalanı anlamanın bilmemkaç yoluna başvurdunuz (içgüdüsel veya doğal bir yeteneğiniz yok), birkaç somut veri de var elinizde ve anladınız ki feci yiyorlar sizi. İşte bu durumda sıklıkla yapılan şey kuyrukluya gidip "yalan sölüyorsun!" diye çemkirmek. NOOO benim kuyruklum NOO! O iş olmaz. Döndürür kıçımızda patlatırlar sonra bi bakarız kendimizi özürler dilerken buluyoruz. Öncelikle yalanın her zaman çipçirkin bir ruhtan çıkmadığını hatırlayalım. Çok sevdiğimizbiri için "bana nasıl yalan söylerrhh rööh?!!" hezeyanından da çıkalım. Çok çok dışarı çıkalım, en uzağa ve öyle bakalım önce. Bir yalanla ilgili usta bir kuyruklunun en iyi anlaması ve bilmesi gereken şey NEDEN'dir. NEDEN YALAN SÖYLÜYOR? Bunun genelde tek bir cevabı olmaz. Yine de bilin ki her zaman da sizin canınıza okumak veya size zarar vermek için söylenmiyordur bu yalan. Bakınız neredeyse düşman kuyrukluları savunacağım! Yok bunu asla yapmam. Sadece olaylara çok duygusal ve aşırı tepkiler vermeden önce "neden bana yalan söyledi"ye yanıt aramakta fayda var.


 Bugüne kadar sayısız aldatılmış/kandırılmış biri olarak senelerce her reaksiyonum yalanın kendisi ve nedeninden uzaklaşıp, BANA NASIL BUNU YAPAR boyutunda kaldığı için hem kendime hem karşımdakilere orantısız güç kullandım beyler. Bunu yapmayın. 



Yalanını yakaladığınız yakınınıza yalanı yakaladığınız anda tepki vermeyin. Biliyorum zor ama yapabilirsiniz. Üzerine biraz düşünüp, kendinizi sakin bir konuşmaya hazır hissettiğiniz zaman bu konuşmayı gerçekleştirin. Ona yalanını itiraf etme fırsatı vererek başlayabilirsiniz. "Sevgili hedeciğim, bana son zamanlarda söylediğin bir yalan var mı?"  Bu sorunun tonu köşeye sıkıştırıcı veya agresif olmamalı, ama çok güleryüzlü ve sevimli de görünmemelisiniz zira bu da korkutucu olacaktır. Karşıdaki ilk başta HAYIR diyecektir büyük ihtimalle. "İstersen biraz düşün" diyebilirsiniz. Size söylediği birden fazla yalan varsa "Ne konuda?" diye soracak ve yönlendirme isteyecektir çünkü götü tutuşmaya başlamıştır çoktan. Ehm.. Bu noktada ipucu vermeseniz daha iyi tabi. AYRICA; yalancımız bu diyalogda kuvvetle muhtemel ilk sinirlenen olacaktır. "Ne yapmaya çalışıyorsun?!!", "Bildiğin bi şey varsa söylesene dalga mı geçiyosun benle bu ne saçmalık?" gibi şeyler söyleyebilir. Öfkelenmesine hazır olun. Suçluluk psikolojisine giriş 101'de bunu almışsınızdır zaten. baktınız ki diyalog çirkinleşecek ve tansiyon yükseliyor, işte o noktada ipucu verebilirsiniz. "Şu x konusuyla ilgili mesela, bana söylemek istediğin bir şey var mı?" diye ona yol gösterebilirsiniz. burdan sonra direksiyon sizde sevgili kuyruklular. ne yapın edin, bağırıp çağırmayın. Çünkü bu diyalogdaki güçlü taraf sizsiniz. Ve sık sık yineleemkten çekinmeyeceğim en önemli kural: Haklıyken haksız duruma düşmeyin. Başka türlü kazanan kuyruklu olamazsınız!


Öperli.


P.B.

0 yorum

Flörtözce Beden Dili Vol.I

Bir gün ben ve sevgilim, sevgilimin arkadaşı ve onun sevgilisi şeklinde dörtlü takılıyoruz. (O ye!) Hatun (arkadaşın sevgilisi) nedenini ilk başta anlamadığım şekilde gerek vücut hareketleriyle, gerek ses tonu ve gerekse mimikleriyle üstüme çıkmaya çalışıyor.. Hmm, yer mi bunu pembe kuyruklu? Elbette yemez. Yalnız her haltı anlamak size her seferinde süper çözüm yolları sunamayabiliyor. Yani demem o ki; siz bazen ortada olan durumları okuyabilseniz bile, buna sağlıklı ve fevri olmayan karşı tepkiler geliştirmekte zorlanabilirsiniz.


Neyse efendim.. Hatunun bir sıkıntısı var belli ki. Zaten sevgilisine olan tavrından ve sevgilisiyle olan tavırlarından aladığım kadarıyla kıskanç bir ablamızdı. Beni rakip olarak gördüğünü düşündüm ilk başta. Sonra baktım ki erkek arkadaşımla 1 saniyeden uzun göz göze geldiler -ki bu her iki cinsin de sık kullandığı bir flörtözce beden dilidir-. Enteresan şekilde hatunun sevgilime yazacağına ihtimal vermedim. O hareketin nedenini yine benimle olan yarışına bağladım. Tek nedeni oydu bence. Kadınların bu tip yarı-bilinçdışı hareketlerine maruz kala kala alışıyorsunuz. Fakat sakın ola ki elinizdeki verileri ortaya dökerek veya dökmeden fark etmez- karşısına geçip de "sen şöyle ve böylesin sürtük!" demeyin. Sakın ha. Haklıyken haksız olmak insanları güzel okuyan kimselerin ortak problemlerinden biridir. Çünkü bu insanlar fevriliğe meyillidirler. Buna da hakları vardır zira siz de onların gördüklerini görseniz, sizin de tahammül eşiğiniz epey düşerdi.Belki de onlardan biriyle konuşuyorum şu an. merhaba hayatı daha da zor olan insan.



En sıklıkla karşılaşılan kompleks veya "yarış" semptomları şöyle:


1- Sohbet içerisinde söz sırası size geldiğinde dinlememekte bir süre ısrarcı davranır. Size hemen dönüp "dinleyici" pozisyonuna geçmez. Ola ki sizin sözünüzü kesen biri oldu, ona size dönmediği hızla döner.  Mümkün mertebe konuşmanızı istemediğini bu yarı bilinçdışı hareket tüyolarıyla anlarsınız.


2- Eğer bahsi geçen "yarışçı" insan hemcinsiniz ise, ortamdaki karşı cinslerin ilgisini üzerinde toplamak için çok fazla konuşacağını sanmayın. Susarak da bunu yapabilirler. Örneğin: siz sohbet halindesiniz ve o da sizi dinlemeyerek aranıza seti çekiyor öncelikle. Akabinde masadaki başka bir şeyle (telefon, bira şişesi vs) veya masa dışındaki kimseler veya nesnelerle ilgilenir. Buradaki yarı-bilinçdışı mesajı "sana tahammül edemiyorum"dur. Bunun için asla canınızı sıkmayın çünkü bu sizinle ilgili değil tamamen kişinin zayıf karakteriyle ilgilidir.


3- Yine karşı cinsten söz ediyorsak, sevgilinize flörtöz beden dilini konuşturabilir. Buradaki amaç onu sizin elinizden almaktan ziyade, kendisini zihninde ve içsel dünyasında sizden daha iyi olduğuna ikna etmektir. Sevgilinizden yine flörtöz beden diliyle yanıt alması halinde, sizinle uğraşmayı bırakacaktır bir süreliğine zira bu onun için büyük bir zaferdir. Tebrikler sürtük.




4- Söylediğiniz şeylere sık sık muhalif olur. Bunu genellikle -dikkat çekmemek ve içindeki zehri göstermemek adına- şakayla karışık yapar. Bu durumda yapmanızı tavsiye edeceğim şey aynı şakayla karışık tutum içinde cevabınızı vermenizdir. Kuyruklu insanlarız diye peygamerliğe oynayacak değiliz ya? Ama bu çizgiye dikkat edin çünkü en ufak gergin yanıtınız sizi yenilgiye uğratır. Art niyetli bir kimseyi yenilgimizle sevindirmek istemeyiz değil mi?


5- Yarışçı insanlar sevgilileriyle aynı ortamdayken iki ayrı uçta takılabilirler. 1- Sevgilisinin içine düşen tür (bu adam/kadın benimdir mesajını acınası ölçüde vurgular)  2- Sevgilisiyle hiç ilgilenmeyen tür (sevgilisinden ilgi görmek ve bunu masadakilere gösterebilmek istediği için aralarına mesafe koyar)


Tüm bunlar size ütopik, abuk subuk açıklamalar gibi mi geliyor? Eğer öyleyse, yani asıl o zaman bu blogu takip etmeye devam edin. çünkü en çok sizin bunları bilmeye ihtiyacınız olacak.


Yine geleceğim. Öperim.


P.B.

0 yorum

Yalandan Korkmam Yılandan Korktuğum Kadar..

Konuşamayan sürüngenlerle aram hiç iyi olmadı, benim ilgi alanım: konuşma yetisine sahip sürüngenler. Pembeli siyahlı yalanları çok hoş. Üstelik insanların neden, nasıl, hangi zamanlarda, nasıl beden dilleriyle yalan söylediğini bilirseniz, siz de bundan sonra korkmayacaksınız. "Güvensiz paranoyak seni!" gibi yaftalarla etiketlenmeyeceksiniz zira hatırlatma 1: Bir yalancı, yalanı yakalanmaya yakınken karşı tarafı paranoyaklıkla veya kafasında kuruyor olmakla suçlama jokerini kullanacaktır bir ihtimal.


Bugün kendime "Sen ne işe yararsın kuyruklu?" dedim. Olumlu vasıflarımı düşünürken, bir tanesinde durdum. Bu bir "gift" mi yoksa lanet mi bilmiyorum ama, hayatım boyunca kitap, gazete, dergi okumadığım kadar insan okuduğumu, bunu da nadir sapmalar dışında doğru başardığımı biliyorum.



Canım Afrikalılar diyor ki; "Yalan bir yıl koşar, doğru onu bir anda geçer."Ben görüyorum ve artırıyorum; yalanın bir yıl koşmasına izin vermem. Siz de vermeyin! Hayatımı kolaylaştıran -aynı zamanda beni yoran- bu algılama yöntemlerini elimden geldiğince sizlerle de paylaşacağım. Bunun için internetin nimetlerinden de faydalanıp görsellerle süslemek istiyorum blogumu. Oku oku nereye kadar?


Uzun girizgah sıkıcıdır. En kısa zamanda döneceğim.


P.B.